loading
close
SON DAKİKALAR

Yerel seçimler üzerine

Turgut Ünlü
Tarih: 27.11.2018
Kaynak: Turgut Ünlü

Turgut Ünlü: Üzülerek belirtmek gerekir ki mide bulandırıcı, cebimizden çıkan bu yolsuzluklar, yasal düzenlemeler yapılmadığı ve de halk tepki göstermediği sürece devam edecektir.

“Şehremini (şehrin en güveniliri)”, “demokrasinin beşiği”, “yerel/den yönetim.” vb. adlandırılan belediyelerimizin 31 mart 2019 tarihinde yapılacak bir yönetici seçimleri daha geliyor. Bu seçimde de belediye başkanlarını, meclis üyelerini, büyükşehir belediyelerinde büyükşehir belediye başkanlarını, büyükşehirler dışındaki yerlerde il genel meclisi üyelerini ve de muhatlar ile azalarını seçeceğiz.

Bu seçime ilk kez önemli bir değişiklikle  giriyoruz. O da ülkede başkanlık rejiminin uygulanıyor olmasıdır. “Rejim, her ne kadar tek adamlaşmışsa da yerelde yine de demokrasiyi yaşatma olabilecektir” düşüncesi milyonlarda hakim. Bu nedenle de önem kazanıyor seçimler. Ancak, halk yine “topal” giriyor seçimlere… çünkü;

• Hiçbir adayı kendi belirleyemiyor.
• Adaylık büyük paralar istiyor.
• Mevcut başkanlar tekrar aday ise seçime avantajlı giriyorlar.
• Başkanlık ve meclis üyeliklerinde hiçbir kriter getirilmedi.
• Bıkmadan usanmadan her seçimde aday olanlar var.
• Becerisizliği, yolsuzluğu görünenler sıkılmadan ve utanmadan yeniden aday olabiliyor.
• İdeoloji bir kenara bırakılıp eş dost, akraba, hemşericilik, çıkar vb ilişkileri yine gündemde.
• Bağımsız aday olabilmek neredeyse imkansız.
• Adaylıkta devletteki makam ve mevkiler kullanılıyor.
• Aday olabilmek için rahatça parti değiştirilebiliyor.
• Milletvekilleri istifa etmeden aday olabiliyor.
• Adaylar parti programına aykırı, uçuk, gerçekle ilgisiz projeler sunabiliyor.

Bu ve benzeri nedenler halkı kendisini birinci dereceden ilgilendiren seçimlerden uzak ve ilgisiz tutuyor. “Yerel”de de ciddi sıkıntılar bulunuyor;

• İktidar partisinin, kendi partisinin belediye başkanlıklarını her açıdan kayırması, diğerlerinin üvey evlat muamelesi görmesi,
• Belirli bakanlıkların özellikle imar konusunda belediyeleri bypass etmesi
• Büyükşehir belediyelerinde ilçe belediyelerinin “şube müdürü”, “memur” konumunda olması,
• Belediyelerin iç denetim zayıflığı,
• Seçilenlerin sürekli “görevden alınma, kayyım atanma” tehdidi altında oluşu,
• Siyasi partiler yasasının anti demokratikliği, partilerin belediye başkanlıkları ve meclis üyelikleri ile ilgili nadir üyelikler dışında ön seçim yapmaması,
• Seçilecekler için adeta hiçbir kriter bulunmayışı,
• Muhalafet meclis üyelerinin yetki ve etkilerinin neredeyse hiç olayışı,
• Belediye başkanlarının çok geniş yetkilere sahip olması, liyakat vb. tanımamaları, üretici olamamaları, kadro sıkıntısı nedeniyle şirketler üzerinden yapılan ihaleler, para aktarımları, işe alımlar, spor klupleri giderlerinin karşılanışı, mensubu bulunulan partilerin çeşitli masraflarının karşılanması, başkanlık reklam giderleri, yeşil alanların imara açılması, büyük inşaat şirketleri ile olan özel ilişkiler…

Durum böyle olunca; yerel yönetimlerimiz “yerel imparatorluk” oluşturuyor. Arada gerçekten başarılı olanlar, halk için, halkla birlikte yönetim sergileyenler çıkıyor. Bunlar da ne yazık ki kurumsallıktan değil kişisel özelliklerinden oluyor. Bu gibi birkaç belediyeler dışındaki diğer belediyeler bugün ne yazık ki halkın sırtındaki asalaklar, “beladiye” lerdir.

Örnekler mide bulandırıcıdır…

Sayıştay raporlarına göre;

• İBB, ihtiyaç sahiplerine 2017'de 147.670.821 liralık alışveriş kartı dağıtmış. Bu kartlar yalnız 9 zincir marketinin ve hiçbir indirim yapılmamış. Yani kamu yararı gözetilmemiş.
• Gaziantep belediyesi 2017'de dövizle borçlanmış. (8.906.158 euro).
• Bursa büyükşehir belediyesinin hazineye 582 milyon borcu var iken 23 milyon liralık promosyon malzemesi sipariş edilmiş. Başkan “ama daha iflas etmiş durumda değiliz” açıklamasını yapacak kadar da pişkindir.
• Malatya büyükşehir belediyesi yerel seçim öncesi 10 web sitesinde reklamını yayınlatması için bir şirketle anlaşıp 924 bin lira vermiştir. 12 temel atma töreni içinde 456 bin lira ayırmıştır.
• Şahinbey belediyesi 216 binliralık kahve fincanı ısmarlamıştır.
• Gebze belediyesi 200 bin liralık sekiz bin kart siparişi vermiştir.
• Şanlıurfa belediyesi personeline 52 liralık yemek vermeye başlamıştır.
• İBB ve bakanlıklar 76 mega proje için imar planlarını değiştirip ayrıcalıklı imar hakkı tanıyarak 240 milyar lira haksız kazanç sağlatmıştır.
• İstanbul  ve Ankara büyükşehir belediyelerinde çok sayıda mevzuata aykırı uygulama tesbit edilmiştir.
• Güngören belediye personelinin resmi araçları tüm masrafları belediye bütçesinden karşılanarak özel işlerinde kullanıldığı tesbit edilmiştir.
• Ankara ilçe belediyeleri ve muhtarlara her ar 200 tl harçlık verdiği tesbit edilmiştir.
• İETT de dolu olan 5 daire başkanlığı kadrosuna mevzuata aykırı olarak atama yapılmıştır.
• Tunceli belediyesine atanan kayyım ın belediyeye ait taşınmazı ilim yayma cemiyetine yasadışı olarak süresiz tahsis ettiği tesbit edilmiştir.
• Küçükçekmece belediyesi muhasebecisinin sertifikasının bulunmadığı tesbit edilmiştir.
• Atakum belediyesi borçlanma sınırını iki kat aşmıştır.
• Fatih belediyesinin 1.409.228 lira zarara uğratıldığı, Ankara büyükşehir belediyesinde KDV düşük gösterilerek mal ve hizmet alımlarının 3.3 milyon lira eksik gösterildiği, 646 kişilik Bursa gezisine on bin kişilik para ödendiğine ASKİ'nin kaçak su kullandığı, birçok belediyede belediye yerlerinin ihalesiz olarak 3. kişilere verildiği, yine birçok yerde yasaya aykırı olarak ecrimisil karşılığı iadare edildiği, birçok ihalede usulsüzlük yapıldığı, Arnavutköy belediyesinin alımlarda 3–20 kat fahiş aldığı, İBB'de 703 milyon liralık usulsüzlük yapıldığı üç büyük şehir 13 kayyım atana  belediye de maliyeti milyonlarca lirayı bulan 196 usulsüzlük yapıldığı tesbit edilmiştir.

SONUÇ: Bu yolsuzlukları belgeleyen sayıştay denetçisi Fikret GÜLER görevinden alınmıştır.

Üzülerek belirtmek gerekir ki mide bulandırıcı, cebimizden çıkan bu yolsuzluklar, yasal düzenlemeler yapılmadığı ve de halk tepki göstermediği sürece devam edecektir.

Devlet hazinesinden belediyelere toplam 4.7 milyar lira gibi dev seçim yatırımı yapılacaktır. Bu paralarımız da büyük olasılıkla göz boyayıcı işlere ve ceplere gidecektir. Ayrıca belediyelerin borçları ertelenerek bir seçim rüşveti daha verilmiştir. SGH'ye toplam 8.8 milyar borcu bulunan bulunan belediyelerin ödenekleri bile kesilmeyecektir. İmar affı düzenlemesi ile şehirlerimiz kaçak bina cehennemine dönmüş, mimar ve mühendislerin devre dışı edilerek kentler yağmaya bırakılmıştır.

A) Merkezi yönetime “yerel seçimler” ilişkin önerilerimiz;

• Siyasi partiler yasası demokratikleştirilerek, siyasi partilerin belediye başkanları ve meclis üyelerini tüm üyelerinin katıldığı ön seçimle belirlemesi hükmü getirilmelidir.
• İçişleri bakanlığının başkanları görevden alma, kayyım atama uygulamaları sonlandırılmalı, iç ve dış denetim sonunda yasalar önünde suçlu – suçsuz belirlenmeli, suçlu görülenler yerine belediye meclisi içinde demokratik yollarla başkan seçilmelidir.
• Sayıştay raporların da görülen yolsuzluk ve usulsüzlüklerin en aza indirilmesi için. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nunda ön göreülen iç denetim sistemi, iç denetçiyi güvenceye alacak, koruyacak bir yapı ile oluşturulmalıdır.
• Belediye başkanlarının maaşı asgari ücretin 2 katından fazla olmaması, meclis kararlarının dışındaki yetkilerinin sınırlandırılması, mlletvekillerinin belediye başkan aday adayı olduğunda milltvekilliğinden çekilmesi… yasal düzenleme altına alınmalıdır.
• Büyükşehirlerde, ilçe belediyeleri, büyükşehir belediyelerinin memuru ve şubesi olmaktan çıkarılıp özerkleştirilmelidir.
• Kente karşı işlenen suçlar ağır cezalık yapılmalı ve suçun şahsiliği ilkesi uygulanmalıdır.
• Belediye başkanlarının kendi isimlerini kullanarak pahalı belediye reklamlarının yapılması yasaklanmalıdır.

B) Yerel yönetimlere ilişkin önerilerimiz;

• Yeşil belediyecilik/  e-belediyecilik anlayışı tüm kararlara hakim olup aynı anlayışla uygulama yapılmalıdır.
YEŞİL BELEDİYECİLİK: Kentin, kent ve kentliler için, kentliler tarafından yönetimidir. Çevreyi, doğayı, tarih ve kültür zenginliklerini korumak, geliştirmek, zenginleştirmek, güzelleştirmektir. Buyurucu değil önerici, baskıcı değil ikna edici, kapalı değil açık, ayrımcı değil bütünleştirici, seçkinci değil halkçı, reklamcı değil alçakgönüllü, savurgan değil tutumlu, tüketici değil üretici, kayırıcı değil adil, sorumsuz değil bilinçli, yıkıcı değil kaynak yaratıcı olmaktır.
YEŞİL BELEDİYECİLİK kentliyi özgür kentli olarak görmektir. Kentlinin kişisel ve örgütsel tüm girişimleri desteklenip yardımcı olmaktır. Sürdürülebilir toplumsal ve ekonomik gelişme dostu, yeşil ürün hizmet, sistem ve çözümler sunmaktır.  Kent yaşamını ilgilendiren tüm kararları özgür kentlilerin demokratik katılımı ile almaktır. Karar alma ve uygulama süreçlerinde yöredeki tüm kurum ve kuruluşlardan uzmanlık alanlarına göre görüş öneri ve eleştiriler almak, karar alma süreçlerine etkin katılımlarını sağlamaktır. bünyesinde çalışanların tüm sorunlarına çözümüne katkıda bulunmak, meslek onur ve bağımsızlıklarına saygı göstermek, karar alma sürecine katkıda bulunmalarını sağlamaktır.
YEŞİL BELEDİYECİLİK tüm bürokratik işleyiş kırtasiyeciliği kaldırır,  sade, rasyonel, yalın, ekonomik, hızlı ve asgari işlemli bir sistem kurar. Yatırım ve hizmetleri adil ve dengeli paylaştırır. Ayrıcalıklı semtler, bölgeler, mahalleler birimler yaratmaz, kirlenmeyi kaynağında önler, teknoloji seçiminde hassas dikkatli vebilinçli davranır. küreselısınmaya karşı önlem alır ve aldırır.
YEŞİL BELEDİYECİLİK çocuklara, ergenlere , yetişkinlere yönelik bilgi ve eğlenceyi birleştiren prıgramlarla çevreye karşı sorumluluk bilincini yarartır.  U bilincin sürekliliğini ve gelişmesini eğitim ve etkinlik kampanyaları ile güvenceye alır. STK ve mahalle gönüllüleri ile ortak proje çalışmaları yürütür.
Kent konseyinde ortak akıl oluşturur. Fiziksel kültürel, sosyal kirliliği gündemine alır.  Hemşerilerinde ketli bilinci ve sorumluluğu oluşturmada yardımcı olur. Hayvan barınakları kurar aşılarını yapar gerekenleri acısız kısırlaştırır.
YEŞİL BELEDİYECİLİK  Sınırlarım içerisindeki kentlilerin, kamu malını yağmalamaması, çevreyi yok etmemeleri, kirletmemeleri, görüntü ve gürültü kirliliği yaratmamaları, evsel atıklarla ilgili önlem almaları, doğaya, kente sahip çıkmaları, trafik kurallarına uymaları vb konularında tüm eğitsel kültürel, sosyal çalışmaları yapar.
Buradan da anlaşılıyor ki “YEŞİL” sadece çiçek, doğa sevgisi değil. Bir kişinin bir kurumun, kuruluşun doğa ve çevre dostu, açık, saydam, canlı, yenilenebilir, sürdürülebilir, geri dönüşebilir, geri kazanım sağlayabilir oluu da demektir.

YEŞİL BELEDİYECİLİK çerçevesinde;

• Evsel atıkların geri dönüşümü sağlanmalıdır. bunun için belediyelerin sağlayacağı alt yapı ile çöpler ayrıştırılmalı (evlerin önünde kutular, evsel atık, kağıt, cam ve plastik için ayrı ayrı) ve tesislerde geri dönüşümü sağlanmalıdır. Ayrıca atıklardan ısı ve elektrik enerjileri de üretilebilinir. Bu konuda “çöpte teşvik” uygulaması da yapılabilir. Belirli merkezlere şişe, metal kutu ve plastik getirenlere ekmek fişi verilmesi gibi.
• Belediyeler bünyesinde halka temek tüketim ürünlerinin temin edildiği –üretim kooperatifleri- ile bağlantılı.-tüketim kooperatifleri kurulmalıdır.
• (yöreye uygun olarak) belediyelerin öncülük ettiği meslek okulları açılmalıdır. Bilgi, sevgi, ilgi ve meslek merkezi olan bu okullarda evrensel değerler ışığında bireyler yetiştirmek, çağın teknolojilerini kullanabildirmek, eğitimi üretim için yapmak ve doğrudan bir meslek edinerek yaşama hazır insanlar yetiştirmek ana amaç olmalıdır.
• Betona ve yüksek yapılaşmaya karşı büyük ve örgütlü bir direnç oluşturulmalıdır.
• Belediyeler amatör sporların dışında spora kaynak ayırmamalıdır.
• Otomobil karşıtı politika izlenerek metro, raylı sistemi bisiklet ve yaya yolları uygulamaları hayata geçirilmeli, motorlu araç trafiği – dolayısı ile hava kirliliği – azaltılmalıdır.
• “içinde; Alzheimer konukevi, sağlıklı yaşlılar konukevi ,görme engelliler konukevi, engelliler montaj atölyesi, fizyoterapi merkez, kreş, sanat atölyeleri ve belde evinin bulunduğu yaşam köyü açılmalıdır.
• Mahalle kültürünün korunması, sanat kültür, eğitim buluşma mekanları, yaşlı bakım ve kadın koruma evleri, öğrenci yurtları, müze ve kütüphane belediyelerin olmazsa olmazları olmalıdır.
• Çocuklar için kültür ve sanat müzik, tiyatrovb etkinlik merkezleri açılmalı, çocuk belediye meclisi, çocuk bandosu oluşturulmalıdır.
• Kent, yavaş ve sakin kent hüviyetine büründürülmelidir.
• Belirli zamanlarda kitap, tiyatro, müzik günleri düzenlenmelidir.
• Projeler halkın onayı alındıktan sonra uygulamaya konulmalıdır.
• Belediye araç gereçleri hiçbir belediye çalışanınca özelişlerde kullanılmamalıdır.
…..

Yerel yönetimler yerel demokrasi odaklarıdır. Demokrasi buralarda yerleşir, yayılır, özgür kent ve kentli böyle yaratılır. Ülkemizde rejim değişti bunun panzehiri yereldedir. Nefes alınacak, cumhuriyet kurumlarının ve kültürünün hala var olabildiği yerlerdir yerel yönetimler. Yerelde üretilen çözümler insana dokunabilir, dertlere derman olabilir, bunlardan dolayı yerel de çözümler üretmen önemlidir.

ÜYE YORUMLARI

Asuman çakır

Teşekkürler hocam

18.02.2019, 00:01
TAHSİN melikoğlu

Tebrikler

27.11.2018, 21:52
Yorum Yap

Facebook Yorumları