CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm 'Yurttaş olmayı henüz içine sindiremeyenler, padişaha kul olma sevdasından bir türlü vazgeçmiyorlar, egemenlik ulusundur diyen, kul olmayı değil özgür ve eşit yurttaşlığı esas alan Mustafa Kemal’e saldırıyorlar' dedi.
CHP Balıkesir Milletvekili ve PM üyesi Mehmet Tüm, “Yurttaş olmayı henüz içine sindiremeyenler, padişaha kul olma sevdasından bir türlü vazgeçmiyorlar. Bunun içinde , egemenlik ulusundur diyen, kul olmayı değil özgür ve eşit yurttaşlığı esas alan Mustafa kemal Atatürk’e saldırıyorlar” dedi. Bu topraklarda Mustafa Kemal Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet sonsuza kadar yaşayacaktır” diyen Tüm, “parlamenter demokrasimizi mutlaka geri getireceğiz , Cumhuriyeti bu gerici ve faşist anlayışa teslim etmeyeceğiz ifadelerini kullandı. CHP Balıkesir İl Başkanı Ender Biçki ve Bandırma İlçe Başkanı Atilla Atakay ile birlikte Bandırma İlçe Başkanlığında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Mehmet Tüm, konuşmasında şu görüşlere yer verdi.
“BU BİR MİLLİ İRADE GASPIDIR. BU VATANDAŞIN OYLARINI ÇALMAKTIR.
Hep birlikte çok uzun ve yorucu bir referandum sürecini yaşadık. Cumhuriyetimize, parlamenter demokrasimize, kurucu değerlerimize sahip çıkarak büyük bir dayanışma örneği gösterdik. Tüm dünya ve bizlerde biliyoruz ki bu seçimlerde hayır çıktı. Sandıktan çıkan sonuç Hayır olmasına karşın, tarihte eşi ve benzeri görülmemiş bir şekilde halkımızın oyları hileyle YSK tarafından gasp edildi. Bu bir milli irade gaspıdır. Bu vatandaşın oylarını çalmaktır. O yüzden bu referandum şaibelidir, sakattır ve asla milli iradeyi yansıtmamaktadır. Tüm dünya ve bizler de bunu böyle kabul ediyoruz. Asla bu sonucu meşru görmüyoruz.
BU BİR REJİM DEĞİŞİKLİĞİDİR.
Bizler bu anayasa değişikliğinin sıradan bir değişik olmadığını, bir rejim değişikliği olduğu için hep birlikte karşı çıktık. Laik cumhuriyeti, demokrasiyi ve hukuk devletini ortadan kaldıracaklarını söyledik. Şimdi adım adım bunu yaşama geçirmeye çalışıyorlar. Bunu dememizin temel gerekçesi, AKP’nin ve temsil ettiği anlayışın uzun yıllardan beri Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere laik Cumhuriyete, kurucu değerlerine, demokrasiye karşı izlediği kin ve nefret politikasıdır.15 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin, çağdaş değerlerden nasıl nefret ettiğini, çağdaş eğitimi öteleyerek, eğitimde sosyal hayatta Cemaatleri nasıl öne çıkardığını, ortak milli değerlerimiz olan 23 Nisanı,19 Mayıs ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarını nasıl sulandırdığını, hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz. Çünkü AKP’liler, Atatürk’ün 16 Mayıs 1919’da Bandırma vapuruna bindiği gün aklında ülkeyi kurtarmak ve sonrasında Cumhuriyet kurmak fikrinin olduğunu çok iyi biliyorlar. Bunun için her fırsatta bu gerici ve faşist anlayış Atatürk’e saldırıyor ve hakaret ediyor.
YURTTAŞ OLMAYI HENÜZ İÇİNE SİNDİREMEYENLER, ATATÜRK’E SALDIRIYOR
Yurttaş olmayı henüz içine sindiremeyenler, padişaha kul olma sevdasından bir türlü vazgeçmiyorlar. Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale’nin Muzaffer Komutanı, Kurtuluş Savaşının Başkomutanı, Cumhuriyetimizin ve Cumhuriyet Halk Partisinin kurucusu, önderi tüm Türk ulusunun da ortak değeridir. Ölümü göze alarak padişahlığa son vererek cumhuriyeti kurmuştur. Kul olmak yerine yurttaş olmayı temel alması, egemenlik padişahın değil milletindir demesi bu gerici anlayışın asıl kabul etmediği bu durumdur. Çünkü bunlar, kul olmayı biat etmeyi, ilke edinmiş gerici bir anlayışın devamıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ünde ülkeyi kurtardıktan sonra Padişaha biat etmesini talep edecek kadar akıldan ve özgürlük bilincinden yoksundurlar. İşte bu anlayışı temsil eden kimi sözde tarihçiler, yandaş kanallarda bir yerden düğmeye basılmış gibi, Türk toplumunun kutsal kavramlarından olan, aile, anne, evlat gibi önemli değerleri ayaklar altına alarak, Mustafa Kemal Atatürk’e ve yakınlarına iftira atmakta ve hakaret etmektedirler.
BU TOPRAKLARDA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE KURDUĞU CUMHURİYET SONSUZA KADAR YAŞAYACAKTIR.
Her gün manşetleri saraydan atılan bu basın yayın organları, bu cesareti nerden ve kimden almaktadırlar. Türkiye halkı bunu çok iyi biliyor. Bu anlayış sahiplerini bizlerde çok yakından tanıyoruz. Bunların dedelerinin Sevri imzalayanlar olduğunu gayet iyi biliyoruz. Kuvay-ı milliyeyi hain ilan edenlerin çocukları elbette ki, cumhuriyete karşı çıkacaklardır. İngiliz gemisine binerek ülkeyi terk edenlerin torunlarının, Kurtuluşu Anadolu’dan başlatan Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmelerini yadırgamıyoruz. Ancak bilmelerini istiyoruz ki, bu ülkeyi asla onlara teslim etmeyeceğiz.
Bizler, ülkemize, cumhuriyetimize, kurucu değerlerimize ve Mustafa Kemal Atatürk’e sonuna kadar sahip çıktık ve çıkmaya devam edeceğiz.
Bu topraklarda Mustafa Kemal Atatürk ve Kurduğu Cumhuriyet sonsuza kadar yaşayacaktır.
PARLAMENTER DEMOKRASİMİZİ VE KURUCU DEĞERLERİMİZİ TEKRAR GERİ GETİRMEK ZORUNDAYIZ.
Elbette ki, parti içi eleştirilerimiz, tartışmalarımız hatta öz eleştirilerimiz olacaktır. Bunlar bizim mücadele gücümüzü ve kararlığımızı etkileyecek şeyler değildir. Aile içinde çözümlenecek doğal tartışmalardır. Şimdi tüm bunları bir kenara bırakarak, oluşan bu yeni rejimin ülkede bir diktatörlük kurmasına asla izin vermemeliyiz. Referandum süreci ile yakaladığımız birlikteliğimizi, dayanışma duygularımızı en üst seviyede tutarak, yapılacak seçimlere bugünden hazır olmalıyız.
Bizler parlamenter demokrasimizi ve kurucu değerlerimizi tekrar geri getirmek zorundayız.
Aksi halde bunlar özlemini duydukları, Padişahlığı yeniden kuracak ve Türkiye’yi hızla bir din devletine dönüştüreceklerdir. Buna asla izin vermeyeceğiz. Atatürk’ün bize hedef olarak koyduğu Çağdaş Uygarlık hedefine ulaşmak için demokrasimizi koruyup ve geliştireceğiz.
Bunun için parti ayrımı gözetmeksizin, çağdaş ve ortak değerlere inanan tüm yurttaşlarımızla referandumla olduğu gibi yurttaşlarımızla birlikte olmaya devam edeceğiz
Ortak hedefimiz tek adama karşı demokrasiye cumhuriyetimizi korumak olacaktır. Öncelikle bu dikta anlayışının demokratik yöntemlerle ülke yönetiminden, seçim yoluyla uzaklaştırmak olacaktır.
BU MÜCADELEYİ BAŞARACAĞIZ
Şimdi mücadelemizi bu yönde yoğunlaştırmalıyız ve halkımızla bütünleşmeliyiz. Ben bu mücadeleyi başaracağımıza yürekten inanıyorum. Halk oylamasında yakaladığımız birliktelik bununda en güzel örneğidir. Yeter ki bu dayanışmamızı ara vermeden sürdürelim. O zaman göreceğiz ki her şey daha güzel olacak ve ülkeye demokrasi yeniden gelecektir. Tüm ilçeleri ile birlikte Balıkesir Cumhuriyetin ve Parlamenter demokrasinin yanında yer almış, Kuvayı Milliyenin şehri önemli bir ilimizdir.
Kurtuluş savaşında olduğu gibi bu günde ülke sevgisi üst düzeylerde olan, çağdaş bir kentimizdir. Bizler bu kentin insanları olarak, mücadelemize devam edeceğiz ve tüm Türkiye’ye örnek olacağız.
Unutmayalım ki, Balıkesir’de kazanılmayan hiçbir başarı, Türkiye’de de kazanılamaz.
Ben bu duygularla, Pazar günü kutlanacak olan anneler gününüzü şimdiden kutluyor, tüm fedakar ve cefakar annelerimizin ellerinden öpüyorum.
Hepinize tekrardan teşekkür ediyor ve saygılar sunuyorum. "
Vişne Haber Ajansı